Ticaret Hukuku

İÇTİHAT-1-

YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ – Karar Tarihi: 19.12.2014
Esas Numarası: 2014/2940 Karar Numarası: 2014/8268
“BORCA BATIKLIĞIN VE İYİLEŞTİRME PROJESİNİN CİDDİYET VE İNANDIRICILIĞININ TESPİTİ İÇİN BİLİRKİŞİ GÖRÜŞÜNE BAŞVURULMASI GEREKİR.”

İFLASIN ERTELENMESİ DAVASI”
ARAÇ VE TAŞINMAZLARIN PARAYA ÇEVRİLMESİ SURETİYLE BORCA BATIKLIKTAN KURTULUNABİLECEĞİNİN İLERİ SÜRÜLMESİ
KOOPERATİF VE SERMAYE ŞİRKETLERİNİN İFLASIN ERTELENMESİ İSTEYEBİLMESİ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR
BORCA BATIKLIĞIN VE İYİLEŞTİRME PROJESİNİN CİDDİYET VE İNANDIRICILIĞININ TESPİTİ İÇİN BİLİRKİŞİ GÖRÜŞÜNE BAŞVURULMASI GEREKTİĞİ
İFLASIN ERTELENMESİNDE TEMEL AMAÇ BÜTÜN BORÇLARIN ÖDENMESİ OLMAYIP İŞLETMENİN MALİ BAKIMDAN FAALİYETİNİ SÜRDÜREBİLECEK DURUMA GELMESİNİN SAĞLANMASIDIR.

ÖZETİ: Mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Öte yandan iflasın ertelenmesi kararı ile uygulanacak tedbirler İcra ve İflas Kanunu’nda sayılmıştır. Karar ile sağlanacak koruma tedbirleri bir kısım takiplere ilişkin olup, yargılama aşamasında verilen ihtiyati tedbirlerin burada sayılanlardan daha fazla koruma sağlaması mümkün değildir. Bu itibarla takas, mahsup, hapis hakkı uygulaması ve teminat mektuplarının paraya çevrilmesi gibi maddi hukuka ait konularda ihtiyati tedbir verilemeyeceğinin gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi infazı kabil olmayacak biçimde yargılama aşamasında verilen tedbirlerin devamına şeklinde hüküm oluşturulması da bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller ………. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı vekili, müvekkilinin inşaat taahhüt işi ile iştigal ettiğini ve borca batık durumda bulunduğunu; sermaye artışı, devam eden işlerden gelecek istihkaklar, ortak alacaklarından feragat ve bunların sermayeye ilavesi ve atıl durumda bulunan bir kısım araç ve taşınmazların paraya çevrilmesi suretiyle borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; şirketin borca batık durumda bulunduğu, toplam borçlarının 72.434.182,00 TL, proje kapsamında elde edeceği gelirin 104.828.183,00 TL’ye ulaştığı ve bu haliyle borçların 17,8 ayda ödenebileceği gerekçesiyle, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir.

Kararı, müdahiller …….. Vekilleri temyiz etmiştir.
İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir. İflasın ertelenmesinde temel amaç bütün borçların ödenmesi olmayıp, işletmenin mali bakımdan faaliyetini sürdürebilecek duruma gelmesinin sağlanmasıdır.

-KARAR-
Dosyanın incelenmesinde davacı şirket ortaklarının geçmiş yıllar kârı hesabındaki 18.177.597,50 TL’lik tutarı sermayeye ekleme kararında oldukları, ayrıca huzur hakları ile şirketten olan diğer alacaklarından feragat etmek suretiyle borca batıklığı azaltmayı planladıkları belirtilmiştir. Bu durumun tespit edilen borca batıklığa ne şekilde etki edeceğinin incelenmesi yanında, özellikle nakit para girişi niteliğinde olmayacağı anlaşılan bu sermaye arttırımının şirketin net işletme sermayesi yetersizliği bakımından faydalı olup olmayacağı üzerinde de durulması gerekirken, bu hususta yeterli ve doyurucu inceleme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.

Öte yandan ortaklara ait taşınmazların şirkete devri halinde, paraya çevirme süresi ve şartları bakımından Türk Ticaret Kanunu’nun ayni sermaye konulmasına ilişkin getirdiği şartların dikkate alınması suretiyle değerlendirme yapılmaması da doğru değildir.
Bu taşınmazlar üzerinde çok sayıda takyidat bulunduğuna ilişkin itirazların da giderilmesi gerekir.

Bilirkişilerce brüt kârlılık durumuna göre kısa vadeli borçların ödenebileceği belirtilmiş ise de aslolan şirketin net kârı olup, bununla bütün borçların karşılaştırılması gerekir.

Zira kısa vadeli borçların ödenmesine ilişkin kriter borç ödemeden aciz halinin tesbitine ilişkin olup, iflasın ertelenmesi müessesesi borca batıklık yasal şartını içermektedir.

Bu iki iflas şartı arasındaki farkın gözden kaçırılması da bozmayı gerektirmiştir.

Son olarak devam eden işlerden elde edilecek gelirin tamamının kâr gibi değerlendirilmesi de inşaat sektörü uygulamalarına aykırıdır.

Maliyetler, sair giderler, ceza koşulları vs. dikkate alınarak bu işlerden elde edilecek net gelirlerin hesaplamada dikkate alınması gerekir.

Bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.

Öte yandan iflasın ertelenmesi kararı ile uygulanacak tedbirler İcra ve İflas Kanunu’nun 179/b maddesinde sayılmıştır.

Karar ile sağlanacak koruma tedbirleri bir kısım takiplere ilişkin olup, yargılama aşamasında verilen ihtiyati tedbirlerin burada sayılanlardan daha fazla koruma sağlaması mümkün değildir.

Bu itibarla takas, mahsup, hapis hakkı uygulaması ve teminat mektuplarının paraya çevrilmesi gibi maddi hukuka ait konularda ihtiyati tedbir verilemeyeceğinin gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi infazı kabil olmayacak biçimde yargılama aşamasında verilen tedbirlerin devamına şeklinde hüküm oluşturulması da bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.