Sanık …’nun teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden 5237 sayılı TCK’nun 38/1. maddesi delaletiyle 82/1-a, 35/2, 53/1-2 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, … Ağır Ceza Mahkemesince verilen … gün ve … sayılı, resen temyize tâbi olan hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile onanmasına karar verilerek kesinleşmesinden sonra, hükümlü vekilince 13.09.2013 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulmuş, … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve … sayı ile talebin kabule değer bulunmadığından reddine karar verilmiş, hükümlü vekili tarafından bu karara itiraz edilmesi üzerine de … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve …-Değişik İş sayılı kararla itiraz reddedilmiştir.
… Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün … gün ve … sayılı yazısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2014 gün ve 60406 sayılı ihbarnamesi ile kanun yararına bozma kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile; talebin reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce … gün ve … sayılı yazı ile Yargıtay … Ceza Dairesinin … gün ve … sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı 5271 sayılı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması için talepte bulunulmuş, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu talebin eki dosya ile birlikte aynen … gün ve … sayılı yazı ile Yargıtay … Ceza Dairesi Başkanlığına sunulması üzerine, Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve 760-991 sayı ile; “itiraz yoluna gidilip gidilmeyeceği konusunda değerlendirme yapılması, itiraz yoluna gidilecekse itiraz gerekçelerini içerir tebliğnamenin düzenlenerek gönderilmesi amacıyla” dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar verilmiştir.
Tevdi kararı üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca … gün ve … sayılı yazı ile itiraz kanun yoluna gidilmeyeceği bildirilmiştir.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce … gün ve … sayılı yazı ile Yargıtay … Ceza Dairesinin … gün ve … sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı 5271 sayılı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması amacıyla bir kez daha talepte bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca … gün ve … sayılı “Kanun yararına bozma” konulu yazı ile talep eki dosya ile birlikte Yargıtay … Ceza Dairesi Başkanlığına sunulmuştur.
Bu talebin CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz mahiyetinde olduğunu kabul eden ve inceleme yapan Yargıtay … Dairesince … gün ve .. sayı ile; itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer olup olmadığı noktasında toplanmakta ise de; öncelikle ortada incelenmesi gereken bir Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itirazı bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık … hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca 08.02.2008 gün ve 57 numaralı iddianame ile … ile birlikte 06.08.2007 tarihinde …’yı, şikâyetçi …’ı teşebbüs aşamasında kalan tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden 5237 sayılı TCK’nun 38/1. maddesi delaletiyle 82/1-a, 35/2, 53/1-2 ve 63. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı,
… Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl fail olan sanık …’nın TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle, azmettiren sanıklar … ve …’in ise 38/1. maddesi delaletiyle 82/1-a, 35/2, 53/1-2 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği,
Resen temyize tabi olan bu hükmün sanıklar müdafileri tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile; tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak onanmasına karar verildiği,
Hükümlü … müdafiinin 03.03.2010 tarihli dilekçe ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayılı onama kararına karşı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna gidilmesini talep ettiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca … gün ve … sayılı yazı ile itiraz sebeplerinin daha önce dile getirildiği, Özel Dairece yapılan incelemede bu konuların değerlendirildiği, hükmün esasına ilişkin bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı, bu nedenle karara itiraz etmeyi gerektirecek herhangi bir hukuki ve fiili neden bulunmadığından itiraz yoluna gidilmediğinin hükümlü müdafiine bildirildiği,
Hükümlü … müdafiinin 26.09.2012 tarihli dilekçe ile yeniden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayılı onama kararına karşı CMK’nun 308. maddesi itiraz yoluna gidilmesini talep ettiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tekrar … gün ve … sayılı yazı ile itiraz sebeplerinin daha önce dile getirildiği, Özel Dairece yapılan incelemede bu konuların değerlendirildiği, hükmün esasına ilişkin bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı, bu nedenle karara itiraz etmeyi gerektirecek herhangi bir hukuki ve fiili neden bulunmadığından itiraz yoluna gidilmediğinin hükümlü müdafiine bildirildiği,
Hükümlü müdafii tarafından bu kez 13.09.2003 tarihli dilekçe ile olayın gelişimi hakkında bilgi verildikten ve müvekkili adına AİHM’e müracaatta bulunulduğu belirtildikten sonra özetle;
“1- Hükümlü hakkında hiçbir somut delile dayanmadan varsayımlara dayalı olarak mahkûmiyet kararı verildiği,
2- Olayın en önemli iki tanığı olan katılan … ve tanık … …’nun tensiple huzurda dinlenilmelerine karar verildiği halde bu ara karardan dönmeksizin ve hiçbir gerekçe gösterilmeden talimatla ifadelerinin alınması ve talimat mahkemesindeki duruşma gününün kendilerine bildirilmeyerek bu kişilere soru sorma haklarının ellerinden alınması suretiyle CMK’nun 180, 181 ve 210. maddelerine aykırı davranıldığı,
3- Hükmün açıklandığı celsede son söz hakkının kullandırılmayarak CMK’nun 215 ve 216. maddelerine aykırı davranıldığı,
4- Katılan …’ın soruşturma sırasında hastanede alınan aynı zamanda kameraya da kayıt edilen ilk kolluk ifadesine ilişkin tutanağın CMK’nun 169. maddesine aykırı biçimde hazırlanıldığı, bu nedenle hukuka aykırı delil niteliğinde olup hükme esas alınamayacağının gözetilmediği,
5- İddianamenin lehe olabilecek hiçbir delile yer verilmeden CMK’nun 170. maddesine aykırı olarak hazırlandığı,
6- Asıl fail olan …’nın ateş ederken söylediği iddia olunan sözlerle ilgili beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmediği,
7- Katılanın hastanede alınan ifadesi ve olay yerine ilişkin kamera kayıtlarının yeterince incelenmediği,
8- Tebliğnamenin bizzat tutuklu sanığın kendisine tebliğ olunması gerektiğinin gözetilmediği,
9- Mahkeme kararının yeterli gerekçeyi taşımadığı,
10- Eksik soruşturma sonucu hüküm kurulduğu,”
Gerekçeleriyle yargılamanın yenilenmesinin talep edildiği,
Yargılamanın yenilenmesi dilekçesinde ileri sürülen hususların daha önce 08.01.2009, 29.01.2009 ve 22.01.2010 havale tarihli asıl hükme yönelik temyiz dilekçelerinde ileri sürülen sebeplerle benzer nitelikte olduğu,
Yargıtay … Ceza Dairesinin … gün ve … sayılı onama kararında; “sanık … müdafilerinin duruşmalı incelemede ve temyiz dilekçesinde sübuta, delillerin hatalı takdir edildiğine, eksik soruşturmaya, savunma hakkının kısıtlandığına, teşdiden ceza tayininin yerinde olmadığına, takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerektiğine, suç vasfına vesaireye” yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar verildiğinin belirtildiği,
… Ağır Ceza Mahkemesince asıl hükmü veren heyetten farklı hâkimlerden oluşan bir heyet tarafından … gün ve … sayılı ek kararla yargılamanın yenilenmesi talebine konu sebeplerin daha önce de ileri sürülüp Yargıtay ilgili Dairesince incelendiği, hükme etkili bir hususunun inceleme dışı bırakılmadığı, CMK’nun 311. maddesinde belirtilen sebeplerin bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin kabule değer görülmediğinden reddine karar verildiği,
Bu karara vaki itirazın … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve 2013/…- D.İş sayılı kararla reddedildiği,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce … gün ve … sayılı yazı ile … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve 2013/…-Değişik İş sayılı kararının;
“Hükümlü vekilinin 13.09.2013 tarihli yargılamanın yenilenmesi dilekçesinde dile getirdiği, mahkemesince, olayın en önemli tanığı olan mağdur/katılan … ile emlakçı … …’nun, tensip ile birlikte ihzaren celbine karar verilmiş olmasına rağmen gerekçesi açıklanmadan talimatla ifadelerinin alınması yoluna gidildiği, ayrıca bir kısım tanık ifadelerinden sonra sanık ve müdafiince ifadelere karşı bir diyeceklerinin olup olmadığının sorulmadığı, böylece sanık ve müdafiince doğrudan soru sorma, sordurma imkânı tanınmayarak savunma hakkı kısıtlandığı, olayı gerçekleştiren sanık …’in olay esnasında söylediği iddia olunan sözler konusunda çelişkilerin giderilmediği, olaya ilişkin görüntülerin ayrıntılı incelenmediği, olay yerinde keşif yapılmadığı, sanık müdafiinin 16/08/2010 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru üzerine söz konusu başvurunun 58829/10 no ile kayıt altına alındığı yönündeki gerekçelerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi kapsamında, yapılacak yeni değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak delillerin sanık lehine kabule değer olabileceği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir” gerekçesiyle kanun yararına bozulmasının talep edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca … gün ve 60406 sayılı ihbarname ile talebin aynen Yargıtay … Ceza Dairesi Başkanlığına sunulduğu,
Yargıtay … Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile;
“5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’unun 311. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde ‘…yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte…’ olmasının, yargılamanın yenilenmesinin koşulu olup yeni olaylar veya delillerin hükmün verildiği anda mahkemece bilinmemesi gerekir. Yargılama aşamasında bilinen olayları veya tanıkları ‘yeni delil veya yeni olaylar’ türünden saymak olanaksızdır. Bu olgunun, davanın süjelerince ve yargılamayı yapan mahkemece bilinmemesi, tespit edilememesi zorunludur, ‘yeni olaylar veya yeni deliller’ söz konusu değil ise, hükümlü yararına yargılamanın yenilenmesi sebeplerinden bahsetmek yasa koyucunun amacına ve yasanın özüne uygun düşmeyecektir.
Bilindiği gibi, yargılamanın reddine ilişkin karara karşı yapılan itirazın inceleme merciince reddedilmesi halinde; verilen karar kesindir. (CMK.319/3)
Temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşen karar veya hükümlere karşı “kanun yararına bozma” isteminde bulunulabileceği öngörülmüştür. (CMK.309/1)
İleri sürülen nedenler yerinde görülür ise kesinleşen karar veya hüküm kanun yararına bozulur. (CMK.309/3)
Bozma nedenleri: CMK’nun 223. maddede tanımlanan ve davanın esasını çözmeyen bir karara ilişkin ise, gerekli inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra yeniden karar verilir, (CMK.309/4-a)
Bozma nedenleri; mahkûmiyete ilişkin hükmün, davanın esasını çözmeyen yönüne veya savunma hakkını kaldırma veya kısıtlama sonucunu doğuran usul işlemlerine ilişkin ise, kararı veren hâkim veya mahkemece yeniden yapılacak yargılama sonucuna göre gereken hüküm verilir. Bu hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. (CMK.309/4-b)
Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay’ın ilgili ceza dairesince doğrudan hükmedilir. (CMK.309/4-d)
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; hükümlü … hakkında tasarlayarak öldürmeye teşebbüse azmettirme suçundan açılan kamu davası sonucunda; eylemi sabit kabul edilerek, 5237 sayılı TCK’nun 38/1, 82/1-a, 35/2. maddeleri gereğince 18 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, bu hükmün temyizden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından; hükümlü müdafiinin gerek yargılama evresinde (bozma öncesi ve sonrası) gerekse hüküm kesinleştikten sonra ileri sürdüğü hususlar yargılama aşamasında değerlendirilmiştir. … l. Ağır Ceza Mahkemesi, hükümlünün savunmalarını, mağdurun beyanlarını ve tanık ifadelerini, tüm takdiri ve maddi delilleri birlikte değerlendirip hüküm kurmuştur.
Sanığın ‘yeni delil’ dediği hususlar, ilk kez ortaya çıkan delil niteliğinde değillerdir. Mahkeme hükme varmak için topladığı delilleri yeterli görüp, takdir ederek kararını vermiştir. Hükümlünün ve müdafilerinin yargılama aşamasında buna rağmen ileri sürdüğü, yeniden mağdur ve tanıkların ifadelerinin alınması, kamera kaydının incelenmesi, olay yerinde keşif yapılması talebi lüzumlu görülmeyerek, haklı gerekçelerle reddedilmiştir.
Sanık red gerekçesine katılmayarak bu hususu temyiz konusu yapmış, Yargıtay l. Ceza Dairesi yukarıda belirtilen onama kararında eksik soruşturmaya, savunma hakkının kısıtlandığına, delillerin takdirinde hata edildiğine, sübuta, suç vasfına, ceza miktarına itirazlarının reddine vurgu yapmıştır.
Hükümlünün, kesin hükümden dönülmesini gerektirecek ve yeniden yargılama yapılmasını haklı gösterecek nitelikte, ciddiyette yeni deliller ileri sürmediği anlaşılmaktadır.
Bütün bu saptamaların ışığında; hükümlünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-e madde fıkrasında belirtilen ‘yeni olaylar veya yeni kanıtlar’ ortaya koyamadığı anlaşıldığından, ‘Kanun Yararına Bozma’ (CMK.309/1) cihetine gidilmemiştir” gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verildiği,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce … gün ve … sayılı yazı ile Yargıtay … Ceza Dairesinin … gün ve … sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması amacıyla talepte bulunulduğu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca … gün ve … sayılı yazı ile ileri sürülen itiraz sebeplerinin daha önce dile getirildiği ve hükmün esasına etkili bir hususun inceleme dışı bırakılmadığı dikkate alınarak itirazı gerektirir maddi ve hukuki bir sebep bulunmadığından itiraz kanun yoluna gidilmediğinin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne bildirildiği,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünce … gün ve … sayılı yazı ile bir kez daha Yargıtay … Ceza Dairesinin kanun yararına bozma talebinin reddine dair … gün ve … sayılı kararına karşı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması amacıyla talepte bulunulduğu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca bu kez … gün ve … sayılı “Kanun yararına bozma” konulu yazı ile son paragrafı hariç aynen talebin; “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü … gün ve …… sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur” denilmek suretiyle Yargıtay … Ceza Dairesi Başkanlığına sunulduğu,
Yargıtay … Ceza Dairesince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının … gün ve … sayılı yazısının … gün ve … sayılı kanun yararına bozma talebinin reddi kararına karşı CMK’nun 308. maddesi uyarınca yapılmış bir itiraz mahiyetinde olduğu kabul edilerek … gün ve .. sayılı kararla itirazın reddine karar verilerek dosyanın Ceza Genel Kuruluna gönderildiği,
Anlaşılmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, 5271 sayılı CMK’nun olağanüstü kanun yollarının yer aldığı “Altıncı Kitap”, “Üçüncü Kısım”, “Birinci Bölüm”de 308. maddede;
“(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re’sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir” şeklinde düzenlenmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının itiraz yetkisi, Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına karşı başvurulan olağanüstü bir kanun yolu olup, bu yetki sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına aittir. Yargıtay Cumhuriyet Savcıları Yargıtay Kanununun 28. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı adına bu yetkiyi kullanır.
İtiraz, daire kararında gerek maddî ve gerek usul hukukuna aykırı olduğu saptanan hususlara yönelik olabilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı itiraz yasa yoluna başvurusunu “itirazname” denilen belgeyi düzenleyerek yapar. İtiraz başvurusunda itiraz nedenlerinin açık ve gerekçesiyle birlikte yazılı olarak bildirilmesi gerekir.
Bu açıklamalar ışığında ön soruna ilişkin uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının uyuşmazlığa konu olan … gün ve … sayılı yazısının konusu açıkça “kanun yararına bozma” olarak belirtilmiş olup talep kısmında da buna uygun biçimde “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü … gün ve …… sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur” denilmiş, yazı içeriğinde de … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü yargılama- nın yenilenmesi talebinin reddi kararına vaki itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı belirtilmiş olup, aleyhine kanun yoluna başvurulan kararın … Ağır Ceza Mahkemesinin … gün ve …-Değişik İş sayılı kararı olduğunda kuşku bulunmamaktadır. Şu halde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün Yargıtay … Ceza Dairesinin kanun yararına bozma talebinin reddine dair … gün ve … sayılı kararına karşı CMK’nun 308. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması talebinin sehven kanun yararına bozma talebi olarak değerlendirilip … Ağır Ceza Mahkemesinin itirazın reddi kararına karşı mükerrer olarak CMK’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu, ortada Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir itiraz olmadığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir itiraz bulunmadığından dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz mahiyetinde olmayan talebi hakkında bir karar verilmesi için Yargıtay … Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ceza Genel Kurulunca incelenmesi gereken bir itiraz bulunmadığından dosyanın, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz mahiyetinde olmayan talebi hakkında bir karar verilmesi için Yargıtay … Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 19.01.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.